Doğum haritalarımızda gerçek sevgilimize
projekte ettiğimiz gölge sevgili özelliklerini bulmak için 7. Eve bakarız. 7.
Eve yerleşen gezegenler bize ciddi bir ipucu verir.
Örneğin, haritamızda partnerlik, sen evi
olan 7. Evimizde Pluto ve Uranüs yerleşmiş olsun. Bu durumda güçlü, kontrolcü
(Pluto) ve aynı zamanda bağımsız, sıradışı ve güvenilmez (Uranüs) kişileri
hayatımıza çekeriz. Farkında olmadan ve bilinçsizce işte bu Pluto ve Uranüs
özelliklerini bizim için yaşayacak birilerini ararız.
Eğer karşımızdaki insan Pluto ve Uranüs
özelliklerini bünyesinde barındırmıyor ise o zaman ne olur? İşte o zaman karşımızdaki
kişide o özellikleri zorla ortaya çıkarmak için biz bilinçsizce bazen de en
kötü yollara bile başvurarak, davranışlar sergileriz.
Doğum haritamızdaki planet ve arketipsel
enerjilerden hangisini biz kendimiz yaşamayı red ediyorsak, karşımızdaki kişi
bizim için yaşamaya yani esasında karşımızdaki insan vasıtası ile biz yaşamaya
mecburuzdur.
Çoğu zaman 7. Evimize yerleşen planetler
vasıtası ile karşımızdaki insanın bu enerjileri bizim için yaşamasını
bilinçsizce talep ediyoruz. Ama enteresan ki sonra da yakınlarımıza
sevgilimizin ya da eşimizin bu özelliklerinden şikayet edip, sevgili seçmekte
ne kadar şanssız olduğumuzu söylüyoruz. Oysa tamamen bilinçsizce onları biz
hayatımıza çekiyoruz…
Peki eğer 7. Evimizde hç planet yoksa? O
zaman 7. Evin yöneticisi planete ve onunla yakın ilişkide olan diğerlerine
bakılır.
Örneğin; 7. Evimizde hiç planet yok ama 7.
Evimiz Yay ile başlıyor. O zaman Yay’ın yöneticisine bakarız yani Jüpitere.
Diyelim Jüpiter de Neptün ve Pluto ile açı halinde, o zaman bu karma enerji
karşımızdaki insana projekte edilmiş olacaktır. Yani, eğlence ve coşku
(Jupiter), mutlak mutluluk ve ilahi sevgi (Neptün), kendinden geçme ve
dönüşebilme gücü (Pluto) bütün bu özellikler sevgilimizin üzerine projekte
edilecektir. Aynı zamanda sevgilimizden ayrıldığımız zaman da kayıp olarak en
derinden hissedeceklerimiz bu duygular olacaktır.
Çözüm nedir peki? Çözüm, 7. Evimizdeki enerjileri
kendimiz için yaşamaya başlamamız... Bu enerjileri karşımızdaki insana projekte
ederek yaşamak yerine kendimiz özümüzde var olan bu enerjileri kabullenip
onlarla barışıp sağlıklı bir denge içerisinde bunlarla yaşamayı öğrenmeliyiz.
Böylece fasit bir daire içerisinde kendimizi red etmek, projekte etmek ve karşı
tarafta bu yanları ortaya çıkarmak adına yıkıcı davranışlar sergilemek
durumunda kalmayız. Sağlıklı ilişkiler kişilerin kendi benliklerini kabullenip
kişisel olarak kendilerinde var olan tüm enerjileri sindirerek kendi içlerinde bir
tamlık sağladıktan sonra yaşanan ilişkilerdir…